Aşılar Güvenli ve Etkili Mi?


Bağışıklık, önceden geçirilmiş enfeksiyonel hastalıklar neticesinde sonradan bu hastalıklara yakalanılmamasını veya hastalıkların daha hafif geçirilmesini ifade eder.
Doğal yoldan kazanılan bağışıklığın biyolojik süreci bugün hala tam olarak bilinmemektedir. Dolayısıyla hastalığı tam olarak geçirmeden, doğal bağışıklık sürecini aşılama ile sağlamaya çalışmak ne kadar güvenli ve etkili olabilir?
Uzun yıllardır uygulanan tetanoz aşısının bile koruyuculuğunun kesin olmadığı tespit edilmiştir. 5 doz tetanoz aşısı ve kanda yüksek seviyede antitetanoz antikoru varken bile ağır bir şekilde tetanoz hastalığı geçiren kişilere dair vakalar bilimsel makalelerde yayınlanmıştır.
Yani aşı ve yeterli antikor seviyesi hastalıktan koruyamıyorsa aşılamanın mantığı nedir?
Gerçek bağışıklık için antikor seviyesi dışında başka immünolojik mekanizmalara da ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır. Bu da ancak hastalığı doğal sürecinde geçirerek sağlıklı bağışıklık tepkisiyle sağlanabilir.
Aşıyla oluşturulan süreç doğal hastalığa benzemese de kendi içinde riskleri olan bir hastalık sürecidir. Aşıların kısa ve uzun vadede vücutta tam olarak ne tür etkileri olduğu araştırılarak ortaya konulmamıştır.
İmmün cevap (bağışıklık sisteminin tepkisi) sadece mikroorganizmalara karşı değil vücut için yabancı olarak tanınan protein, polisakkarit ve küçük kimyasallara karşı da ortaya çıkar. Aşıda bulunan immünobiyolojik maddeler ve adjuvanlar bağışıklık sisteminin çok farklı tepkilerine sebep olabilir. Adjuvanlar immün cevabı arttırabilme özelliği olan maddelerdir, sitokinleri arttırır, etkinin uzun sürmesini sağlar. Bu etkiler ise anaflaksi (aşırı alerjik reaksiyon) riskinin artması anlamına gelir. Aynı zamanda adjuvan olarak kullanılan alüminyum bileşiklerinin nörolojik yan etkilere sebep olabildiği uzun yıllardır bilinen bir durumdur.
Genetik teknolojiyle üretilen aşılarda da bunlara ilave olarak aşıyla vücuda giren genetik materyalin genlere eklemlenmesi ve o yönde genetik kodlarda bozulma, değişme hatta dokularda kanserleşme gibi ciddi sıkıntılar ortaya çıkması mümkündür.
Aynı aşıdan milyonlarca hatta milyarlarca doz üretiliyor ama aşılanması planlanan milyarlarca insan ve bağışıklık sistemleri birbirinden farklı. Peki bu durumda her insanda aynı etkiyi beklemek ne kadar akılcı olur? Bütün bunlar göz önünde bulundurularak hangi aşı olursa olsun bütün bunları düşünerek aşı olup olmamaya karar verilmeli.
Hangi hastalık olursa olsun korunmak için de öncelikle bağışıklık sistemini zayıflatan beslenme ve hayat tarzını değiştirmek, vücutta biriken ve bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen toksik yükten kurtulmak gerekir.

Doğal Sağlık Derneği Başkanı Dr. Türkan Peker